Friday, March 23, 2012

17-18. günler

Bugün 18. gün. En uzun arınma orucum oldu! Bir öncekini 16. günde bitirmek zorunda kalmıştım.
Dün oruca başladığımdan beri en çok ve en çeşitli yeşil su içme günüm oldu, acayip mutluyum. 
hepsinin suyunu çıkardım!
Babam Mersin'in altını üstüne getirmiş, Akdeniz bitki örtüsünde yetişebilen ne kadar ot varsa hepsinden birer çuval yüklenip eve gelmiş. Aralarında bazılarının adlarını eminim botanikçiler bile bir görüşte bilemez. Darı ambarına düşen tavuk misali bir suteresi karışımlı içecek, bir karalahana ve ıspanaklı içecek bir de adını bilmediğim otlardan kokteyl yapa yapa günü geçirdim. Yaptım dediğim de yalan aslında, otlar mutfağa yığıldıktan bardağa dolana kadarki her aşamaya da annem sponsor oldu. Ben sadece içtim. Daha dün gece "aman arınmadayken seyahati de hiç sevmem" diye mızıldanıp duruyordum, şimdi kalan 23 günü burada geçirme şansım olsa herhalde atlar gelirdim. Istanbul'da sadece Balık Pazarı'ndaki sosyete manavında bulabildiğim ısırgan otunun demeti 5 lira, buradaysa daha gür bir demet sadece 50 kuruş. Ağlamak istedim. Bugün valizimi otla marulla falan doldurup dönüyorum. Sebzelerin ve otların çeşit bolluğu, tazeliği, ucuzluğunun yanı sıra dün akşam güneş batarken, bugün de sabah erken saatte deniz kıyısında yürüyüş yaptık ki Mersin gözüme daha da bir sevimli geldi. Her gün 3 litre yeşil sebze suyu içip bir de Akdeniz kıyısında bir saat yürüyüş yapabilince hayat gerçekten bi güzel oluyormuş. İstanbul'da son 2 gün yaşadığım tembellikten utandım, dönünce sebzelerimi yepyeni bir motivasyonla sıkacağım.


Adana'da bir yoga stüdyosu olduğunu tesadüfen öğrendim, birazdan orayı ziyarete gideceğim. Oradan da tekrar Istanbul.

No comments:

Post a Comment