Friday, April 13, 2012

3-5. geçiş günleri

2006 sonbaharında birkaç aylık bi süreçte önce sigarayı, sonra sırayla alkolü, kahveyi, işlenmiş gıdaları ve en sonunda da tüm hayvansal ürünleri bıraktım. Kahve bırakması en zor olandı. Filmlerde eroin krizindeki ergenler nası kıvranır kendilerini duvardan duvara atarlar ya, aynen öyle başağrıları ve terlemeler yaşadım. Günlerce ne oturabildim ne de yatabildim. Sonunda geçti. O kadar kötü bir deneyimdi ki, onu tekrar yaşamayı göze alamayacağım için bir daha kahveye dönemedim.

Bağımlılık yaratan objeleri hayattan çıkarmak nefis ama bu bağımlılık davranışının da uçup gittiği anlamına gelmiyor. Hele de bir anda bu kadar çok şeyi bırakınca yerine mutlaka bişey koymam gerektiğini düşündüm ve demleme siyah çayı seçtim. Çay kahve kadar zararlı değil, hem bağımlısı da çok.  Tutup 'ben organik zencefil çayı olmadan güne başlayamam' desem ben bile kendimi ciddiye almam ki... Ama demleme çay ayrı. O zamandan bu zamana gerçek bir bağımlı neler yaparsa hepsini yaptım. Dubai'ye Arçelik tiryaki aldım, kilolarca Çaykur Rize turist çayı taşıdım. Bali'ye DHL'le 100 demlik poşet çay gönderttim, Tayland'da Vipassana meditasyonlarda pasaport dahil herşeyimi kapıda teslim ettim ama acil durumlar için birkaç poşet çayı çantamın derinlerinde sakladım. Hele Istanbul'a taşındığımdan beri beri günde 2-3 demlik çayı tek başıma içebilir hale gelmiştim. Ama şimdi o da bitti. Oruç biteli 5 gün oldu, ama ben daha bir bardak çay içmedim, çünkü içmek için henüz herhangi bir istek duymadım. Hala zeytin yaprağı, adaçayı, ıhlamur falan içiyorum.

geleneksel Nasi Goreng sunumu
Bu geçiş dönemi için kendimce bir plan yapmıştım, bir haftadan önce pişmiş bişeyler yemeyecektim. Ama dün akşam Bali kızlarıyla buluşmamız vardı ve ev sahibimiz bize Endonezya'nın en geleneksel yemeklerinden Nasi Goreng yapmıştı. Nasi Goreng'in tam tercümesi kızarmış pilav. İçinde hemen herşey olabiliyor, genelde de yanında omlet, karides ya da tavukla servis yapılıyor.  Nasi Goreng'in masaya geldiği an benim 36 gündür çelik gibi duran irademin teslim anı oldu. Önce 'ay o kadar yapmışsın, bi tadına bakayım' diye nazlanarak aldığım sebze parçası bana 4 kaşık pilav olarak geri döndü. Hatta gece ayrılırken son atağım mutfağa dalıp kalandan isteyip eve götürmekti. Ertesi gün öğlen de soğuk soğuk onu yedim. Pirinç sindirimimi çok yavaşlatıyor ve direk kabızlık yapıyor. O pilav mideme oturdu, hala 6 aylık hamileler gibi dolanıyorum.

Yıllardır her gün bardak bardak içtiğim çayı canımın istememesi, ama Endonezya'dayken bile belki sadece 2 kere yediğim pilav karşısında teslim olmam ilginçti. Yıllarca pirinçli bişey yemesem aklıma gelmez, hatta pilav sevmem bile. Bağımlılık gerçekten seçilen bişey değilmiş. İçimde birikmiş olan Bali özlemi sanırım o pilavda yansımasını buldu ve o nasıl derin bir özlemse, onu oranın lezzetleriyle gidermek istedim. Bir anlamda duygularımı yemekle doyurmaya çalıştım sanırım. Eh olmadı tabii ki... Bunu farkedip bi de kabız kabız oturmak da eğlenceli değil.

Bu pilav atağı dışında geçiş dönemi sanırım iyi gidiyor. Her gün birkaç bardak sebze-meyva suyu içmeye devam ediyorum. Arada birkaç bardak ceviz ya da badem sütü de içiyorum. Artan posalardan peynir yapma deneylerim tüm hızıyla devam ediyor. Artık peynirin tadına bakabildiğim için biraz daha cesur denemeler yapabiliyorum.

gliving.com'dan alıntı. benimkiler bu kadar düzgün olmuyor
Nedendir bilmiyorum ama Nori yapraklarına sardırdım bu aralar. Nori hani sushi'nin sarıldığı preslenmiş yosunlar. Öğlenleri Norilerin içine bişeyler doldurup yiyorum. Mesela nori-ceviz peyniri-bolca yeşillik-acı biber ya da nori-tahin-soya filizi-roka-domates gibi kombinasyonlar. Zaten onun dışında mümkün olduğunca çok sıvı almaya çalışıyorum. Akşam da 6dan sonra kesinlikle birşey yemiyorum.
Ah bir de şu pirinçler artık benimle vedalaşsa...

7 comments:

  1. Merhabalar,
    Nette gezinirken tesaduf eseri meyva-sebze suyu orucuna rastladim. Ilgimi cekip arastirmami biraz derinlestirdim. Derken sizin blogunuza rastladim. Yutarcasina okudum. Oncelikle tesekkur etmeliyim boyle extrem bir tecrubeyi paylastiginiz icin, etkilenmemek elde degil. Ustune gecen aksam "Fat, Sick and Nearly Dead"i seyredince kesinlikle denemek istedigime karar verdim. Ama dediginiz gibi birden kendimi ve vucudumu boyle radikal bir beslenme duzenine sokamayacagim. Oteden beri meyva-sebze sularina bayilirim. Ara ara da sabahlari degisik karisimlar hazirlayip denerim. Oncelikle 2 gunluk bir kurle baslamak dogru olur sanirim. Tavsiye ettiginiz gibi sakin bir haftasonu 2 gun saf vitamin ve mineralle beslenmek, gerekirse saga sola devrilip vucudun dinlenmesine firsat vermek en guzeli. Sonraki adim 10 gunluk bir kur olabilir. Ama benim sormak istedigim calisan bir insan boyle bir kuru nasil uygular. 9-6 calisan bir insanim. Istanbul trafigini de hesaba katarsak 11-12 saat ev disinda oluyorum. Sabah sıktıgım meyva-sebze suyundan aksamustu saatlerinde bir hayir gelir mi, yoksa tum besleyiciligini kaybeder mi? Olur da aksamustune kadar dayanir derseniz, gunluk hazirlamam ve tuketmem gereken su miktari nedir, ne olmalidir?
    Sanirim kur bitince blogu guncellemekten de vazgectiniz. Cok yazik! Okurken buyuk keyif almistim :) Yeni satirlarinizi bekliyorum...
    Sevgiler...
    Yasemin

    ReplyDelete
  2. Yasemin merhaba,
    Hem ilgin hem de uzun mesajin icin cok tesekkurler :) Beni de tekrar yazmaya motive ettin.
    Dedigin gibi baslangic icin 1 ya da 2 gunluk bir oruc cok daha ideal.
    Ofiste calistigim zamanlar ben sabah cok erken kalkip 3-4 litre sebze-meyva suyu sikardim. Bir daha meyvali bi karisim bir de cok yesil sebzeli. Zaten her gun icerigi biraz da olsa degisirdi. Suyu siktiktan hemen sonra 1.5 litrelik pet siselere (cam varsa daha iyi tabii ki) tam agzina kadar doldurur kapagini sikica kapatir ve buzluga atardim. Agzina kadar doldurmak onemli cunku havayla temasini engelliyor ve oksidasyon azaliyor. Ben giyinip evden cikana kadar siseler buzlukta yeterince sogurdu. Evim ve isim cok yakindi, o yuzden ofise gidene kadar o sogukluk idare ederdi, ofiste de hemen buzdolabina atardim. Mesafe uzunsa belki buzla doldurulmus bir torbayla ofise goturmek daha iyi olabilir.
    genelde oglene kadar ilk sisemi, sonra da ikinci sisemi icerdim. Ama yanimda getirdiklerim bazi gunler aksama kadar bitmemis olurdu, bazi gunlerde ise daha oglen biterdi. Erken bittiyse ve canininiz daha fazla meyva suyu istiyorsa civardaki bufelerden havuc ya da portakal suyu isteyebilirsiniz.
    Aksam eve gidince bir litre kadar daha sebze suyu sikardim ve bunlar bana fazlasiyla yeterdi.
    Standart bi meyva-sebze suyu miktari oneremem. 7 litre ictigim gunler de oldu, bir litreyi bitiremeyip lavaboya dokmek zorunda kaldigim da... Yeni baslarken gunde kesinlikle 1200 kalorinin altina inmemeye, ama mumkunse en az 1500 kaloriyi almayi hedefleyin. Zaman gectikce bedeninizi dinleyip onun ihtiyaclarina gore tuketiminizi cok daha rahat ayarlayabilir hale geleceksiniz :)
    Sevgilerimle!

    ReplyDelete
  3. Selam :)
    Degerli tavsiyeler icin cok tesekkurler. Calisirken de boyle bir beslenme duzeninin surdurulebilmesinin imkansiz olmamasina sevindim. Su halde tek sorun insanlarin yorumlari. Eminim pek cok kisi yetersiz beslendigimi, sacmaladigimi, vucuduma zarar verdigimi, proteinsiz ve karbonhidratsiz olmayacagini vs soyleyeceklerdir :)
    Cok istememe ragmen maalesef bu haftasonu 2 gunluk kurumu uygulayamiyorum. Cuma aksami bir son dakika golu yedim ve cumartesi calismak durumundayim. Ama yarin (pazar) sabah kalkip ilk is meyva suyu sikacagimi calistiracagim. Bu hafta tek gunluk kur, haftaya 2 gunluk kurle fazlasiyla alistira alistira giriyorum olaya :) Sonrasinda vucudumu dinleyerek max kac gun dayanacagimi gorecegim. Kafamdaki oyle 30 gunluk bir oruc degil. Mesela her ayda 1 haftayi sadece meyva/sebze suyuyla gecirsem yeterli ve saglikli bir detox sureci olur diye dusunuyorum.
    Tekrar tesekkurler...
    Yeni yazilarini bekliyorum...
    Sevgiler...

    ReplyDelete
  4. Benim deneyimimde detoksa basladigin ilk gunlerde biraz kotu goruneceksin, cildin soluk olacak, aclik yuzune yansiyacak vb... O da herkesin sana en cok yuklendigi donem olacak. Ama arinmanin en zorlu donemi bittikten sonra hicbir makyajin, tatilin veremeyecegi bir isiltin olacak. O zaman insanlar tam tersini soylemeye baslayacaklar ve hatta bir sonra yaptiginda sana eslik etmek isteyecekler :)))
    30 gun gerekli olan bisey degil zaten. Haftada bir gun en ideali, vucuda muthis bir dinlenme ve zindelik sagliyor. Zaten toplasan yilda 52 gun eder. Ama ben haftada bir disiplinini gosteremedigimden arada bir boyle toplu 'kaza orucu' tutuyorum :)
    denediginde haberdar et, nasil gitti diye?
    Sevgiler

    ReplyDelete
  5. Muhtesemmm bir pazar gecirdim :) Sabah ilk is meyva/sebze suyumu sıktım, buyuk bir keyifle ictim. Oglen bir posta, aksam bir posta daha... 5-6 lt kadar tuketmis olmaliyim. Belki miktari biraz abartmis olabilirim ama vucudumun ihtiyaci varmis demek diyorum :) O kadar suya tabi gun boyunca aclik hissetmedim. Fakat gunun ilk yarisini tuvalette gecirdim ve neden boyle bir kure baslamak icin en ideali haftasonu, onu anladim :) Aksamustu bagirsaklarim sakinlesmisti gerci... Ve kendimi cok zinde ve canli hissettim. Simdi 4 gozle onumuzdeki cumartesi/pazari bekliyorum :)
    Iyi haftalar, sevgiler...

    ReplyDelete
  6. Yasemin geç görmüşüm son yorumunu!
    5-6 litre hiç abartı bi miktar değil, hatta daha ilk denemeden vücudunun ihtiyacını dinleyip ona göre kendini ayarladığın için tebrikler!
    Elma suyunun bağırsak hareketlendirici bir etkisi vardır belki odur. Sebebi ne olursa olsun iyi bir arınma olmuş. Herkeste bu kadar çabuk başlamaz.
    Bir sonraki haftasonu 2 günlük kür yaptın mı?
    Sevgiler

    ReplyDelete
  7. Selam, ben de gec okudum cevabini :) Sonraki haftasonu sadece 2 gunle de kalmadim, 10 gunluk bir kure basladim ve basariyla tamamladim. 10 gun boyunca inanilmaz enerjiktim. Sabahlari 6'da kalkip tum gunun meyva sularini sıkıp hazirlamak zahmetli de olsa degdi dogrusu. 3 kilo kadar da hafifledim :) Arada 1-2 defa bas agrisi cekmeme ragmen genel olarak kendimi cok iyi hissettim. 10 gunun sonlarina dogru pasta borek degil de salata ve sebze yemekleri asermemse ayrica sasirticiydi. Artik sebze/meyva sulari normal rutinim oldu diyebilirim. Cok kati, oruc gibi yapmasam da her gun 1-2 ogunumu mutlaka meyva/sebze sulari olusturuyor.
    Tekrar yazmaya baslamana cok sevindim. Artik blogunu daha sık ziyaret ederim :)
    Sevgiler..

    ReplyDelete