Tuesday, April 10, 2012

1-2. geçiş günleri

kötü beslenme bizi böyle zehirliyor
Daha önce de dediğim gibi sıvıyla beslenilen her 4 gün için 1 geçiş günü yapmak gerek. Günlük hayatta yediğimiz/içtiğimiz bir sürü şey aslında bize iyi gelmiyor, fakat bizi ayakta tutmak adına vücut ufak tefek yan etkiler gösterse de zamanla onlara tolerans geliştiriyor. Sivilceler, şişkinlik, gaz, baş ağrıları, uyku sorunları aslında tahmin ettiğimizden çok daha fazla vücüdumuza neyi aldığımızla (ve hatta onu nelerden mahrum bıraktığımızla) ilgili. Alkol, sigara zaten çok bilindik zehirler. Süt ürünleri, gluten, şeker, kimi baharatlar ve belirli yiyecek kombinasyonları çoğumuzda benzer etkiler yaratabiliyor. Ama yıllar boyu yediğimiz peynirler, farkında olmasak da yediğimiz hemen herşeyin içindeki şeker vücüdun savunma mekanizmalarıyla tolerans geliştirdiği şeyler. Özellikle uzun süreli bir arınmada vücut hem birikmiş toksinlerden kurtuluyor, hem de bu toksinlerin yarattığı tahribatı onarıyor. Hücre yenilenmesi sürecinde de, yaklaşık 28 gün sonra da vücut bu maddeleri daha önce almış ve tolerans geliştirmiş olduğunu tamamen unutuyor. Sonrasında bir anda eskisi gibi peynir yemeye, katkılı ya da işlenmiş yiyeceklere dönmek bir anda bir şişe fare zehiri içmek gibi bir etki yaratabiliyor. Arınmadan sonra en iyisi hazır bir süredir uzakken toksik gıdalara tekrar dönmemek, diğer faydalı yiyeceklere de alıştıra alıştıra başlamak.

Son 2 gündür yine Ankara'daydım. İlk gün sabah biraz sulandırılmış taze portakal suyu içtim, öğlen önceden suda ıslatılmış 6 kuru kayısı, akşam da 2 büyük kiwi yedim ve gece de salatalık, yeşil elma, zencefil, kereviz sapı suyu içtim. Kayısı mi kiwi mi bilmiyorum ama biri gece boyu süren bir şişkinlik yaptı.

çıtır çıtır muz kurusu
Bugün de yine sulandırılmış portakal suyu içtim. Bunun hiçbir özelliği yok, sadece artık sabahları haldır huldur juicer çalıştırmaktan fena halde bıktığım için elde birkaç portakal sıkıyorum. Sabah sabah o kadar şeker biraz denegesizleştirebiliyor, o yüzden de içine biraz su katıyorum. Öğlen 250 gram kadar çilek yedim ve havuç, pancar, limon ve yeşil elma suyu içtim. Yol için de yeşil elma, limon, salatalık ve kereviz sapı sıktım, bu suya bir kiwi katıp blenderdan geçirdim. 6 tane de suda bekletilmiş kuru erik poşetledim. Fakat suda bekletilmiş olmalarına rağmen bu erikler çok tatlıymış, yedikten sonra midem çok mutlu olmadı. Molada da görünce dayanamayıp 50 gram kuru muz aldım. Çıtır çıtır şeyleri yemeyi özlemişim yahu! Kuru muzları sıktığım suyla birlikte yedim. İyi bir kombinasyon olmadığını biliyordum ama yine de yaptım. O da şişkinlik yaptı ama neyse ki çok sürmedi.

Yemeye başladığım 2 günde tek çeşit meyva ya da meyva kurusu yediğimde hiç sorunsuz sindirdim Fakat  görünen o ki her türlü karışım için hala biraz erken. Yediğim ve içtiğim şeylerin aralarında biraz daha zaman bırakmalıyım.

Yarın artık sebze yemeye geçmek istiyorum. Genel olarak canım yeşil yeşil sebzeler yemek istiyor ama öyle özellikle aşerdiğim bişey yok. Sabahtan manava gidip bir bakacağım ama şu an en ciddi aday marul.

No comments:

Post a Comment