Saturday, August 4, 2012

Çiğ çiğ yerim: 2-3. günler


Çiğ beslenmeye karar verip, bunun en önemsiz aşaması olan siyah çayı, hem de bir anda keserek işe başladım. Zaten hep iyi düşünülmüş ve zekice kararlar veririm… Salı günü önce kahvaltıda sonra da mahallemizin çaycısında toplamda 15 bardak çay içmişimdir. Gece dişlerimi fırçalarken bir baktım ki sigara tiryakileri gibi rengi değişmiş dişlerimin. “Tamam” dedim, “artık çay yok”.

Ertesi sabah her zamanki gibi green smoothie’mi yapıp içtim. Normalde smoothie’den yarım saat sonra ilk çayımı içerim. Suyla idare ettim ama afyonum patlamadı ya, biraz dolanıp sonra tekrar yattım. Hafiften de bir başağrısı başladı. Öğleden sonra kalkıp bi salata yaptım. Çiğ mantarlı salatam nefis oldu ama tabağımı
Mantar salatası, ellerime sağlık
bitiremeden ben tekrar yatağa düşüverdim. Akşam 7 miydi, evde hiç yeşil bişey kalmadığı için zorla markete gittim. Yolda başağrısı da arttı, tüm geceyi ve Cumanın çoğunu mide bulantıları yaratacak kadar kuvvetli baş ağrılarıyla geçirdim.


Cuma akşamı bi CranioSacral seansım vardı, başım o kadar çok ağrıyorken seans vermem mümkün olmayacağı için duruma müdahale etmeye karar verdim ve bir fincan yeşil çay içtim. O beni süründüren başağrısı hemen geçmez mi, üstelik bi de kendimi iyi hissetmeye başladım… İçimde bi umut vardı, belki yağmurdan, havadan falan böyle sefil durumdayım diye ama tüm bunların müsebbibi çay bağımlılığı imiş. Sevmiyorum böyle bi maddenin beni
yataktan kalkamayacak derecede bağımlı hale getirmesini (buradan okuyabilirsiniz). Hani eroin, haşhaş falan olsa bi derece yahu, benim bağımlılık maddem halis Rize çayı. Komik diyesim geliyor ama o baş ağrılarını hatırladıkça gülemiyorum.
Keyif verici madde

Perşembe sabah green smoothie, öğlen marine edilmiş çiğ mantarlı salata ve akşam yarım kilo kayısı ve üzümle gayet başarılı bir gündü. Cuma sabah yine green smoothie, öğlen pirinç yufkasına sarılmış mesculen yeşillikler, domates ve zeytin (pirinç yufkası çiğ değil ama vegan ve glutensiz) , akşam bir avuç ıslatılmış badem, gece de türlü ve çoban salatayla idare ederdi. Cuma pişmiş ve gece 9da yedim ama en azından yanında salata vardı (salatadaki sebzelerin enzimleri, türlüdeki pişmiş sebzelerin sindirimini kolaylaştırır).
Yarın sabah 10dan akşam 7ye kadar üst üste seanslarım var, arada çıkıp bi salata alacak vaktim bile olmayacak. Günü çaysız ve yemeksiz nası geçireceğimi merak ediyorum.

Çiğ mantar en iyi vegan D vitamini ve selenyum kaynaklarında biri. Mantar salatasının tarifini paylaşayım.


Sos:
Salata:
Yarım portakal
Yarım limon
2 yk zeytinyağı
3 dal taze kekik
Pembe himalaya tuzu
Kırmızı biber
200 gr ince dilimlenmiş kültür mantarı
Mesclun yeşillik
Kiraz domates (dörde bölünmüş)
Filizlendirilmiş maş fasulyesi (ya da başka bir filiz)
Sivri biber

Sos için: Taze kekikleri ince kıyıp tüm malzemeyi el blenderiyla karıştırın.
Sosu dilimlenmiş mantarlar ve maş filizleriyle karıştırıp bir saat kadar bekletin. Bu hem filizleri yumuşatacak, hem de mantarın sosu emmesini sağlayacak. Sonra tüm malzemeleri salata kasesinde karıştırın. Afiyet olsun!

No comments:

Post a Comment